17 Mart 2017 Cuma

Türkiye Kendosunun Sorunları, Kendo Derneği Genel Kurulu ve Ben


Arkadaşlar biliyorsunuz yakında, Kendo Derneğinin genel kurulu yapılacak. Konuya yabancı olanlar için ufak bir bilgilendirme yapayım. Kendo Derneğinin aldığı kararlar, yaptığı ve yapmadığı icraatlar şu veya bu şekilde Türkiye’de ki bütün kendocuları etkiler. Kendisi ülkemiz kendosunu uluslararası alanda tek temsilcisidir. Türkiye Kendo Şampiyonası, ülkemizde düzenlenen dan sınavları, Türk Milli Takımı'nın seçimi ve uluslararası organizasyonlara gönderilmesi Kendo Derneğinin yetkisi ve sorumluluğu içindedir.

Kesin olarak emin olmamakla birlikte kuruluşunun 2002 yılında olduğunu söyleyebilrim. Kurulduğu günden buyana yukarda saydığım temel sorumluluklarını bir şekilde yerine getirmeyi başarmış bir dernektir. En azından Türkiye Kendosu için bir çatı olmuştur. Birçok kendocu yetiştirmiş, uluslararası şampiyonalara katılmasını sağlamış, ülkemizde kendocuların dan almasına aracılık etmiştir.

Bu derneği neredeyse kendoya başladığım ilk günlerden beri tanıyorum. Bugün bir üyesi olmama rağmen eskiden beri sıkı bir muhalifiyim. Herhalde dernek üyeleri arasında muhalif denince akla gelen ilk isimim. Ancak benim muhalifliğim genelde Kendo Derneği'nin yaptıklarıyla ilgili değil, yapabilecekken yapmadıklarıyla ilgilidir.

Yaklaşık on üç yıldır kendonun içindeyim. Bunca süredir Türkiye’de ki kendo camiasının yaşadığı bütün büyük olaylara tanıklık ettim. Birçok zorluk, başarısızlık ve anlaşmazlık gördüm. Ortada çok büyük sıkıntılar vardı. İlk başlarda heyecanımız o kadar fazlaydı ki her şey bir iki yıla düzelir gibi geliyordu. Yıllar geçti, tam on üç yıl geçti ancak maalesef işler hayalimizdeki gibi gitmedi en azından benim hayallerimde ki gibi değildi. Dönüp arkaya bakınca değişen pek bir şey olmadığını görüyorum. Türkiye Kendosunun gerçek problemleri olduğu yerde duruyor. Lafı fazla uzatmadan bunları şöyle sıralayayım.

Türkiye Kendosunu Temel Sorunları:

1.       Kendo yapan insan sayısının çok az. Muhtemelen 200 civarında belki daha da az. Doğal olarak ne maddi kaynak sağlanabiliyor ne de yetenekli sporcular keşfedilebiliyor. İnsanlar çalışacak arkadaş bulmakta bile zorlanıyorlar. Birçok sorunun zeminini oluşturan temel sıkıntı budur. Durumun değiştirilmesi için yazılı, görsel ve sosyal medyada yapılacak birçok şey varken çabalar sadece bireysel veya dojolar bazında oluyor.

2.       Tesisler(Dojolar) çok kötü durumda, bir ton para verip kötü salonlarda, sert zeminlerde kendo çalışmak durumundayız. Büyük organizasyonlarda salon bulma sıkıntısı daha da kötü, halimiz tek kelimeyle sefillik. Bir federasyonumuz olmadığı için gençlik spora bağlı salonları maalesef kullanamıyoruz.

3.       Yasal bir statü yok. Lisans yok. Allah göstermesin biri çalışmada hayatını kaybetse durumu spor çalışmasıydı diye polise bile izah edemeyiz. Okullarda, üniversitelerde, belediyelerde kendo çalışmaları başlatmak çok zor. Federasyon olmadığı için resmi merciler konuya soğuk yaklaşıyor.

4.       Federasyon olmadığı için sponsorluk bulmak çok zor. Eğer bir spor federasyonu olabilseydik, sponsorlar yapacakları yardımları vergiden düşebileceklerdi. Ancak dernek için böyle bir durum söz konusu değil. O nedenle kimse kolay kolay derneğe sponsor olmak istemiyor. Milli Takım bile ciddi bir sponsor bulamıyor. Sporcular neredeyse bütün masraflarını ceplerinden karşılamak durumunda kalıyorlar. Federasyon olmadığı için milli takım sporcuları pasaport ve vize temininde bile bazen sıkıntı yaşayabiliyor.

5.       Milli takımın seçimi net değil. Bu konuda uygulanan herkesin bildiği bir düzenleme yok. Konu teknik direktörün kararına bırakılmış durumda. Bu bazı insanları rahatsız ediyor olabilir. Bilebildiğim kadarıyla toplanan aidatlardan milli takıma cüzi bir kaynak da aktarılıyor. Bu duruma karşı değilim. Ancak rakam çok küçük ve masum olsa da zaten az olan maddi kaynağın aktarılması için daha çok insanın bilgisi ve onayı olması gerektiği kanısındayım. Bu aidat ödeyen diğer insanları rahatsız edebilir.

6.       Yönetimle kendo camiası arasında açık bir iletişim olduğu kanısında değilim. Kararların alınması ve uygulanması anlam veremediğim bir gizlilik içerisinde yapılıyor. Bu durum camiayı yönetime yakın olan ve uzak olan kendocular diye ikiye bölme riski taşıyor. Eğer bu durum derinleşirse bazı insanlar kısa vadeli arzuları veya korkuları nedeniyle yönetime aşırı yakın olma çabasına girebilirler. Bu da kendonun ruhuna aykırı bir yozlaşma sürecinin camiada egemen olmasına neden olabilir.

7.       2013 yılında yapılan olağan üstü genel kurulda alınana federasyonlaşma kararlıyla ilgili resmi bir çalışma yapılmadı. En azından benim bilgim dâhilinde yok. Hâlbuki genel kurul derneğin en yüksek karar organıdır. Yönetim kurulunun kendi inisiyatifiyle genel kurulun aldığı bir kararı uygulamama hakkı yoktur. Eğer karar bir nedenle uygulanamıyorsa yine bu genel kurulda alınan bir iptal kararı gerekmektedir. 2013 de ki karar genel kurul tarafından alındığı için ancak genel kurul tarafından bozulabilir. Aksi takdirde genel kurul seçimi sadece bir formaliteye dönüşür. Bu yapılanların yanlış olduğunu düşünüyorum. Kendimi federasyonlaşmaya sevinerek oy vermiş biri olarak aldatılmış hissediyorum…

8.       Derneğin ülkedeki kendonun gelişmesi için daha çok çaba harcaması gerektiği kanısındayım. Dernek eliyle veya derneğin katkısıyla daha çok etkinlik düzenlenmeli, özellikle ülkemizdeki hakemlik seviyesinin yükseltilmesi için derneğin resmi hakemlik semineri düzenletmesi ve hakem olabilecek insanların bu seminerlere katılmaya yönlendirmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu sayede Türkiye Kendo Şampiyonası gibi yurtiçindeki turnuvalar daha kaliteli bir hale getirilebilir. Milli Takımın seçimi daha sağlıklı yapılabilir.

9.       Ekipman temini sıkıntılı, özellikle shinai satın almak hem gümrük nedeniyle zor, hem de pahalı. Aslında dernek bir ithalatçıyla anlaşarak büyük miktarda shinaiyi ülkeye getirebilir. Bu imkân hem insanlara büyük kolaylık sağlar hem de derneğe bir ek gelir olabilir.

Camianın Genel Değerlendirmesi:
Bunlar ve belki de daha birçok önemli sorun ortada dururken camia maalesef kendi içindeki basit kavgaların peşine düşmüş durumdadır. İnsanların plan ve beklentileri çok kısa vadelidir. Gerçek sorunları çözecek enerji, sağduyu ve fikirlere odaklanmak yerine, 200 Kişilik bu “devasa” imparatorluğun başına geçebilmek için inasanlar birbirleri aleyhinde olmadık laflar söylemekte olmadık işlere kalkışmaktadır!

Camia içinde eyyamcılık, adam sendecilik, biat kültürü ve korkaklık almış başını gitmiştir. Birçok insan yönetimin göstereceği tepkiden çekindiği için gerçek fikirlerini açığa vuramamaktadır. İnsanlar her geçen gün birbirlerinden daha fazla uzaklaşmaktadır. Bu durum zaten küçük olan camia içinde kendo etkinlikleri yapmayı giderek zorlaştırmaktadır.

Camianın tamamı aydın, çağdaş ve demokrat insanlardan oluşmasına rağmen bu insanlar konu kendonun yönetimine gelince yüz seksen derecelik bir davranış değişimi sergilemekte; tek taraflı düşünen, ayrımcı insanlara dönüşmektedir. Bu durum insanları samimiyetsizlikle yargılamama neden olmakta ve beni çok üzmektedir.

Genel Kurulda Ne Olacak?
Açıkçası önümüzdeki bu genel kurulda yeni bir şeyin olabileceği kanısında değilim. Yönetime önümüzdeki üç yılda aday olan kişi veya kişiler zahmet edip yeni dönemde ne yapmak istediklerini hedeflerini ve yöntemlerini duyurmadılar. Kimi neye göre seçeceğiz? Şahsen kimin aday olduğunu bile bilmiyorum. Önümüzdeki üç yıl için kendonun Türkiye’de ki en yetkili organın yönetim kurulu seçimine hiçbir hazırlık ve bilgilendirme olmadan gitmekteyiz.

Diyelim ki A kişisi aday oldu. Rakip olarak da B kişisi aday oldu. A kişisinden ne gördük ki B kişisinden ne bekleyeceğiz. Ortada ne plan var ne hedef. Bunca yıldır kimsenin elinden ne bir seçim beyannamesi ne de bir manifesto gördüm. Onca okumuş yazmış yüksek tahsilli insan kendilerini bağlayacak iki satır yazı yazıp altına imza atmaya çekiniyor. Akıl alır gibi değil. Herkes yetki istiyor ama sorumluluğa kimse talip değil. Her şeyi tek bir adamın yetkisine verelim ama sonra kimse dönüp hesap sormasın. Ne ala iş… “Bu bana başka bir seçimi hatırlattı ya, Hayırdır inşallah!”

Peki, bu şartlar altında ne olacağını bekliyoruz? Sadece oy vererek birilerine daha yakın birilerine daha uzak olacağız. Birine bağlılığımızı sunarken öbürüne sırtımızı döneceğiz. İşte olacak olan bu!

Sonsöz
Bence artık herkesin menini önüne koyup düşünmesinin zamanıdır. Neden kendo yaptığını herkes kendi vicdanında cevaplamalı ve kendocu olduğunu hatırlamalıdır. Bu tarz küçük hesaplar ve taht oyunları bize yakışmaz arkadaşlar. Bütün bunlardan sonra dönüp kendonun erdemlerinden nasıl bahsedeceğiz diğer insanlara?

Şahsım adına küçük ve kirli oyunlarla bir iktidarın parçası olacağıma, inandığım doğruları savunup hayatımın sonuna kadar müzmin bir muhalif olmayı ve bu yolda horlanmayı yeğlerim. Kılıcın yolunda yürüyen bir insan olarak tüm küçük çıkar hesaplarını, ikbal korkularını reddediyorum. Bu şartlar altında bu anlamsız seçimi sadece zaman ve enerji kaybı olarak gördüğümü açıklıyorum.

Tüm bu yazdıklarımdan sonra dışlanabilir ve kötü muamelelere maruz kalabilirim. Ancak doğam gereği şunu söylemeliyim ki doğruya olan inancım korkularımdan büyüktür.

Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkürler.


Saygılarımla,
Ali Barış Öztürk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder